28 Şubat 2015 Cumartesi

Koca Çınar Daima Ayakta Kalacak

Yaşar Kemal'i kaybettik. Eminim, edebiyatımızın "Koca Çınarı" eserleri ile hep ayakta kalacaktır. Ben Yaşar Kemal adını ortaokul yıllarımda duymuştum. Amcamın tahtadan bir bavulu vardı Babaannemlerin evinde. Onun içinde İnce Memed'in ilk cildi vardı. Bu kitabı bulunca, Türkçe Öğretmenim M.Ş.'a sordum derste, bu kitabı okumamı önerir mi diye. Amaaaan!... Açtı ağzını yumdu gözünü. Neymiş, aslında eserleri o kadar da değerli değilmiş, farklı dillere çevrilmesi farklı sebeplerdenmiş. Birgün onun köyünde bir teyzeye Yaşar Kemal'i sormuş da o teyze de "ha şu bizim sümüklü kör Kemal mi?!" demişte bilmem ne! Ders Yaşar Kemal'i yermekle geçti anlayacağınız. Ben daha da bir meraklandım. Hoca bu kadar çok yerdiğine göre önemli birisiydi demek ki.. Türkçe öğretmenimiz ilginç birisiydi. haftada 3-4 saat olan Türkçe derslerinde Türkçe haricinde herşeyi anlatır, ard arda 2 saat olan dersin son 10 dakikasında Türkçe işlerdi.

Neyse, Yaşar Kemal adını böyle duydum ve sadece İnce Memed'in iki cildini okudum üniversite yıllarımda. Daha da bir eserini okumadım. İnce Memed'in ilk cildi ne kadar akıcı ise, ikincisi o kadar durağan geldi bana. Sanki ikinci ve sonraki ciltler ilkinin gölgesinde kalmıştı. Ama bu bile onu tanımaya yetti.

Yaşar Kemal, "aristokrat" bir aileden gelmiyordu. ırgatlık yapmış, tarlalarda çalışmıştı. O nedenledir ki bu halkın sorunlarını, nasıl yaşadıklarını, neler hissettiklerini, acılarını, sevinçlerini bilen, bunları kendisi de yaşamış ve hiç unutmayıp eserlerine yansıtmış birisiydi. Anadoluyu, betimlemeleri ile anlatan, edebiyatımıza destanı yeniden kazandıran, gönlümüzün Nobelini çoktan defalarca verdiğimiz Koca Çınarımızdı. O da diğer benzer büyük yazarlar gibi eserlerini halkından ve memleketinden beslemişti. Zaten bunu başarabilen yazarlar ölümsüzleşmiyorlar mı?

Ruhun şad olsun, makamın Cennet olsun Yaşar Kemal.