22 Ocak 2017 Pazar

12 yıllık hasret...

12 yıl olmuş, hayata bakışımı değiştiren belki de en önemli ADAM gibi adamla, Yavuz Hoca ile, yüzyüze  görüşmeyeli. Sanırım 2005 baharında Mumcular'daki evinde ziyaret etmiştim onu. Sonra Foça'ya taşındı. Oradan da İstanbul'a. Ve ben her telefonlaştığımda mutlaka geleceğim dedim, ziyaret edeceğim sizi. Yıllar geçti ve ben bu sözümü tutamamanın yükünü omuzlarımda iyice hissetmeye başladım. Derken bir fırsat oldu, sabahın körü denilebilecek bir saatte birkaç saatliğine misafiri oldum Yavuz Hocamın ve eşinin...

Konuşulacak çok şey vardı elbet. Ama aramızdaki bağı öyle güçlü hissediyorum ki onu birkaç saate de sıkıştırabiliriz, zira biz birbirimizi hep anladık. Birkaç güne de yayabiliriz, zira biz herşeyden konuşurduk.

Peki hayatımda görüp tanıdığım onca insan arasında neden Yavuz Hoca benim hayata bakışımı değiştiren belki de en etkili kişi.

Birkere o bir felsefeci (filozof mu deseydim). Hayata bakışı öncelikle felsefik olmuştur. Olayların temeline inmeyi ve çok yönlü ele almayı hem öğretti hem de bizzat onun hayatının bu temele dayandığını görmemizi sağladı. Lise'deki 1.5 yıllık öğretmen-öğrenci ilişkimiz sırasında hiçbir zaman bize önce "öğrenci" olarak yaklaşmadı. Sanki onunla aynı yaştaymışız gibi hep "arkadaşcasına" yaklaştı. Burnumuzun dibindeki ören yerinin (Thengela'nın) ne derece önemli olduğunu, bizim bunun değerini ve hayatımızdaki etkinlerini görmemiz gerektiğini, tarihi ve kültürel birikimimizin Anadolu'nun kadim tarihinden kopuk olmadığını, toplumsal ilişkinin öncelikle insanı sevmeye ve onu anlamaya dayanması gerektiğini ve neler neleri öğretti. Mumcular Sitare Özkan Lisesinde ilk bilgisayar laboratuvarının da kurulması gibi pekçok öncülüğe imza attı.

Ümit ediyorum sevdiklerinizle ve eşinizle uzun, mutlu, huzurlu ve sağlıklı bir hayat sürersin Yavuz Hocam. Sizin ışığınız dilerim daha çok insana ulaşır.