8 Mart 2012 Perşembe

Hangi müziği dinlemeli?

Hani derler ya "nesil farkı", "nesil çatışması" diye... Hani derler ya "ne'rde bizim nesil ne'rde şimdiki nesil?!"... "Efenim bizim zamanımızda erkekler ütüsüz pantolon giymezdi.", "Biz sanat müziği dinlerdik.". Duyarız buna benzer pekçok serzenişi büyüklerden. Haklı olabilirler. Zira onların gençliğinde bunlar revaçta idi. Buna alışkınlardı. Şimdi giyim tarzları da değişti müzikler de, değer yardıları da... Şimdi ütülenecek tarzda pantolon giymiyor çoğu genç. Zaten giyim tarzı en kolay değişenlerin başında geliyor kanımca. Baksanıza bu senenin modası ile seneninki farklı. Hadidiyelim ki "benim modam kendime yakıştırdığımdır" diyenlerdensiniz. Bu yıl giydiğiniz ile 10 sene önce giydiğiniz aynı tarzda mı? Büyük olasılıkla değil.

Bu konu nereden çıktı diyecekseniz. Geçenlerde 40'lı yaşlarında bir abimle konuşuyorduk müzik üzerine. "Gençler sanat müziği dinlemiyor" demişti. Doğru dedim. Ben de bugün belki işyerimde çalışırken sanat müziği değil Türkçe Pop (eski deyimle hafif müzik) dinliyorum. Ama bazen klasik müzik de dinliyorum latin müziği de... Nadiren sanat müziği dinleyince bu benim hoşuma gidiyorsa, çok sevdiğim davullu zurnalı Ege ezgileri dinleyince tüylerim diken diken oluyorsa, sorun çözülmiştür. Yani farklı müzikleri dinleyebilmek mesele. Ama severseniz ama sevmezseniz. Mesela birkaç ay caz dinledim. Duke Ellington felan birkaç kişiyi dinledim. Anladım ki ben caz sevmiyorum. Zorla mı kardeşim :P

Neyse!... Şimdi çalsın bakalım Hande Yener'den "TEŞEKKÜRLER".

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder